Scale AI 200 Kişiyi İşten Çıkardı
Yapay zekâ girişimi Scale AI, Meta'nın CEO’sunu transfer etmesinin ardından iş gücünün yaklaşık %14’ünü işten çıkardı. Veri etiketleme alanındaki daralma ve müşterilerin ayrılmasıyla şirket iş modelini değiştiriyor.
Yapay zekâ dünyasında işler hızla değişiyor ve bazen bu değişim acı verici oluyor. ABD merkezli veri etiketleme girişimi Scale AI, geçtiğimiz günlerde çalışanlarının %14’ünü, yani yaklaşık 200 kişiyi işten çıkardığını açıkladı. Ayrıca dünya genelindeki 500 sözleşmeli çalışanla yollarını ayırdı. Bu gelişme, şirketin kurucusu ve CEO’su Alexandr Wang’in Meta’ya transfer edilmesinden sadece bir ay sonra geldi.
Ne Oldu da Bu Noktaya Gelindi?
Bloomberg’e sızan bilgilere göre, yeni geçici CEO Jason Droege çalışanlara gönderdiği dahili bir notta, şirketin veri etiketleme operasyonlarını “fazla hızlı büyüttüğünü” ve bu büyümenin sürdürülebilir olmadığını kabul etti.
Şirket, kuruluşundan bu yana yapay zekâ modellerini eğitmek için gerekli olan etiketli veriyi üretme konusunda büyük bir rol üstlenmişti. Ancak artık bu alanda küçülmeye gidiyor. Scale AI, kaynaklarını bundan sonra daha çok kurumsal müşteriler ve devlet satış ekipleri etrafında konumlandıracak.
Meta Etkisi: Büyük Anlaşmanın Bedeli
Scale AI’nin kurucusu Wang, geçtiğimiz ay Meta tarafından 14.3 milyar dolarlık büyük bir anlaşma kapsamında işe alınmıştı. Bu “ters satın alma” (reverse acqui-hire) olarak bilinen bir modelle gerçekleşti. Yani Meta şirketi değil, CEO’yu transfer etti ve bazı teknolojileri bünyesine kattı. Ancak bu gelişme Scale AI için pek de olumlu sonuçlar doğurmadı.
Meta ile yapılan bu dev anlaşmanın ardından, Scale AI'nin en büyük veri müşterilerinden bazıları şirketle olan iş ilişkilerini sonlandırdı. Yani şirket sadece liderini değil, aynı zamanda gelir akışının önemli bir kısmını da kaybetmiş oldu.
Tersine Satın Alma Trend mi Oluyor?
Scale AI örneği, sektördeki diğer yapay zekâ girişimlerinin yaşadıklarına oldukça benziyor. Örneğin, AI dünyasında büyük ses getiren Inflection AI de geçtiğimiz aylarda benzer şekilde daralmış ve Google ile Microsoft gibi devlere bazı kilit çalışanlarını kaybetmişti.
Yatırımcılar için bu tür gelişmeler kafa karıştırıcı olabilir. Bir yandan girişimler çok yüksek değerlemelerle yatırım alıyor, diğer yandan bu değerlemeyi sürdürecek gelir modelleri oluşturmakta zorlanıyorlar. Üstelik, büyük teknoloji şirketlerinin küçük girişimlerden yetenek ve teknoloji çekmesi, bu startupları “pivot” yapmaya zorluyor.
Türkiye'den Bakınca
Türkiye’deki girişimciler için bu örnek, sürdürülebilir büyümenin ve doğru pazarlama-kanal uyumunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Scale AI gibi “çok hızlı büyüyen” ve “tek bir gelir modeline bağımlı” şirketlerin, dış şoklara karşı kırılganlığı oldukça yüksek.
Aynı zamanda devletle çalışan yapay zekâ girişimlerinin sayısı da hem ABD’de hem Türkiye’de artıyor. Scale AI, bundan sonra ABD hükümetine hizmet vermeye daha çok odaklanacak. Türkiye’de de savunma sanayi, e-devlet çözümleri, ve kamu güvenliği alanlarında benzer bir trend görebiliriz.
Sonuç: Her Büyüme Sağlıklı Değil
Scale AI'nin hikayesi bize şunu hatırlatıyor: Sadece teknoloji değil, iş modeli de inovatif olmalı. Ve en önemlisi, “büyük bir anlaşma” her zaman şirketin lehine sonuçlanmayabilir.
Yakın gelecekte, hem Türkiye’deki hem globaldeki AI girişimlerinin daha temkinli büyüme stratejileri izlemesi şaşırtıcı olmaz.